Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

POİSON NOİR- BÖLÜM 2 (REWRİTE)

 Bölüm 2: Nedir? Kardeşlerin hepsi toplanmış, endişe içerisinde, titrek nefesler alan Halilintar'a bakıyorlardı. Halilintar'ın eli durdurulamaz bir şekilde titriyordu ve tüm parmakları seğiriyordu. Parmaklarının ucunda ise, siyah, zarif ama korkunç desenler oluşmaya başlamıştı. " —li , Halilintar, beni duyabiliyor musun? İyi misin?" Halilintar acıdan başının döndüğünü hissediyordu. Bu kesinlikle iyiye işaret değildi ama cevap verebilecek durumda olduğundan emin değildi. Gempa anlayışla, kesik kesik nefesler alan kardeşinin sırtını okşadı. "Biraz daha dayan kardeşim..." Sonunda parmaklarından bileklerine kadar ilerleyen desenler, yayılmayı bıraktığında, Halilintar acıdan dolayı tuttuğu nefesini bıraktı ve gevşeyebildi. Arkasındaki yumuşak yastığa bakılırsa, onu odasına götürmüşlerdi. Bu kesinlikle sevgili ikizinin işiydi (Taufan). Elinin tersiyle terini silerken, iç çekti ve kendisinin bile beklemediği kadar yorgun bir sesle, "Saat kaç?" diye sordu....

WhatsApp Kanalım!/My WhatsApp Channel!

https://whatsapp.com/channel/0029Vakr5G7AzNbs9keYaL28 Bu benim WhatsApp kanalım! Güncellemeleri buradan takip edebilirsiniz! This is my WhatsApp channel! You can follow updates there.

POİSON NOİR (REWRİTE)

Merhaba, bu seriye geri döndüm XD Çünkü çok güzel ve okumayanlarınız da var. Halilintar   Bölüm 1: Başlarken... "İyi iş, kadetler. Şimdi geri dönebilirsiniz." "Vay canına, sonunda bir tatilimiz olduğuna inanamıyorum!" diye bağırdı Blaze ve coşkulu sesi TAPOPS'un koridorlarında yankılandı. Diğerleri onun bu haline gülerken, Blaze koşarak TAPOPS'taki odasına, eşyalarını toplamaya gitmişti. Diğerleri de aynı şekilde, odalarını toplamaya gittiler. Dünya'ya geri dönmek, TAPOPS'a gitmek kadar zordu. Bavullar toplanmalı, yeni yıkanmış nevresimler düzgünce katlanmalı -yoksa Gempa onları keserdi- ve oda tertip, düzen içerisinde bırakılmalıydı. Onlar tatildeyken onların odaları başkaları tarafından kullanılabilirdi. "Ah, evi çok özlüyordum. Tatilimizin olması iyi oldu, değil mi?" dedi Taufan, nostaljik bir gülümsemeyle, kıyafetlerini katlayıp bavuluna yerleştirirken. "Sonunda görevimizi başarıyla sona erdirdiğimiz için şükretmeliyiz, yeni bir gö...

İN WHİTE- BÖLÜM 14

  Bölüm 14: Taufan Dost, Gerçeği Söyler "Ergh..." Halilintar, başında şiddetli bir zonklamayla uyandı. Zonklama tuhaf bir şekilde tanıdık geliyordu ama bu sefer yüksek sesle inlemesine neden olacak kadar kötüydü. "Ah... Sonunda uyandın mı? Yeterince uzun sürdü." Halintar başını kaldırdı ve önündeki bulanık figürü tanımaya çalışarak gözlerini kırpıştırdı. Görüşü netleşince, tanıdık bir siluet belirdi. Onu tanıdığı anda şaşkınlıktan nefesi kesildi, "Taufan? Neler oluyor?" "Ah, bir an beni tanımayacağından korktum. Neyse ki yanılmışım," dedi Taufan zehirli bir nezaketle gülümseyerek; ama bu gülümseme ne sıcak ne de canlı bir gülümsemeydi. Tam tersine soğuk ve küçümseyiciydi. "B-bunlar ne anlama geliyor? Neden buradayım... Ve burası—" Halilintar etrafına bakınırken sustu. Son ziyaretinde terk edilmiş gibi görünen yere benziyordu. Ama şimdi eşyalar eski püskü değildi ve her şey özenle düzenlenmiş gibiydi. "Burası... farklı. Beni geçen ...

OVERLAPPİNG STORMS- 8

 8: Yeni Bir Düzen Beliung güne, o günün de diğerlerinin bir benzeri olacağından çok emin olarak kalktı. Kalkacak, duş alacak, koyu mavi saçlarını düzeltecek, Taufan'ı kahvaltıya, aşağı inmesi için sürükleyecekti. Her şey iyi gitti. Kalktı, ciddiyetle yatağını topladı (en ufak bir kırışıklığa bile tahammül edemeyen bir düzen hastasıydı), elini yüzünü yıkadı ve odaya geri döndü. Aslında bugün için farklı bir planı vardı ama önce Taufan'ı uyandırmalıydı. Bu amaçla odaya girerken... "Günaydın Abang!" Çocuğun yatağında değil de, hazırlanmış olması; arkasında belirip, bağırarak onu korkutmasından daha tuhaftı. "Taufan..." Hala yatarken giydiği pijamalarıyla -pijamalarıyla!- olan Beliung başını tutarak inlemekle iç çekmek arası bir ses çıkardı. Hazırlıksız yakalanmaktan, özellikle de Taufan'a yakalanmaktan neffffffret ederdi ama tövbeler olsun— Taufan hazır mıydı?! Ondan önce?! Dur dur dur, onun önünde bu kadar... yenilmiş görünmemeliydi değil mi? Bir haysiye...

XD

Halilintar derin bir nefes aldı ve oturma odasına girdi. Kendisine bakan altı çift göz ile karşılaşınca panik atak geçireceğini düşündü. "Genellikle Ais uykucumuzdu. Bugün sensin." diye aynı anda iki kişiye alay etti Blaze.  "Aslında sizi önemli bir şey için topladım. Uykucu şirin de geldiğine göre." "Hey, ben uykucu şirin değilim!" diye öfkeyle Gempa'nın sözünü böldü Halilintar. Diğerleri ağızlarını ellerinin altına gizleyerek kıkırdadılar. "Ben yazarımızdan şikayetçiyim." dedi Gempa, gözleri yeri izliyordu. "Nasıl yani?" diye sordu diğer hepsi bir anda. "Bizi sevdiğini söylüyor ancak acı çektirip duruyor." dedi Gempa elini yumruk yaparak hiç görülmemiş bir öfkeyle. "Bizi bir tek o tanıyor ve gayet de güzel betimleyerek yazıyor." diye ellerini kavuşturdu Hallintar ciddiyetle. "Ne yapalım yazarsız mı kalalım?" "Ben bir şey bilmeden konuşmam." diye ölümcül bir şekilde gülümsedi Gempa "Trou...

THE DANGERS OF PLAYİNG TOO MANY VİDEO GAMES

  The Dangers of Playing Too Many Video Games @hatiyazi.blogspot.com'a yaptığım meydan okumanın sonucu. Keyifli okumalar. " Wohoo , sonunda okullar tatil!" Blaze neşeyle tezahürat etti. Tatile bu kadar sevinme nedeni şuydu: Gempa'nın haftalardır oynamasını yasakladığı video oyunları.   " Haah , hiç değişmiyorsun Aze ." Taufan kıkırdadı ama tadının olmadığı açıkça görülüyordu.   "Elbette! Seni yenmek için sabırsızlanıyorum." Blaze Taufan'ın iyi hissetmesini umarak konuştu, ama Taufan yalnızca gülümsedi- bu boş bir gülümsemeydi, gözlerine ulaşmayan bir gülümseme.   "Ah, uhm ... Sanırım artık sizi engelleyemem." Gempa çaresizce iç çekti. Haftalardır, "Tatil gelince oynarsınız." diyordu. Eh, işte tatil olmuştu, artık onlara verdiği sözü tutmalıydı.   "İşte bu!" Blaze sırıttı ve Taufan'a zafer işareti yaptı ama tekrar karşılıksız kalınca, omuzları düştü.   Ais onu diğerlerinden biraz uzağa çekti ve ku...