Kayıtlar

LİES etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

LİES- BÖLÜM 12

  /Taraf: Mavi Kelebek\ 12: Yeni Bir Düzen Güzel ve güneşli bir gün, Taufan erkenden kalktı. Erken kalkmak hiç alışkanlığı değildi ama son zamanlarda hiç olmadığı kadar neşeli hissettiğinden, doğru düzgün uyuyamamıştı. Ne var ki oda arkadaşları da ondan çok farklı değillerdi. Oda arkadaşları, yani; Ezra, Emory ve Ash. Ezra Kuzey kökenli, uzun boylu, zayıf, beyaz tenli, sarı saçlı, yeşil gözlü, genellikle sakin, ama öfkelenince korkutucu olabilen bir çocuktu. Ama Taufan onu seviyordu; derslerinde çok başarılı biri olduğundan, sık sık Emory'e ve ona yardım ederdi. Emory ise tam bir haşarıydı. Ezra'nın tam tersi olarak, Ekvator kökenliydi; orta boylu, esmer tenli, siyah saçlı ve kahverengi gözlü, tez canlı biriydi. Asla ders yapmaz, sık sık gürültü çıkarır, kolay öfkelenirdi. Tüm bunlara rağmen herkes, özellikle de Taufan ve Ezra onun ne kadar hassas kalpli ve nazik olduğunu bilirdi. Ve son olarak Ash vardı. Taufan'la aynı ırktandılar: Malay. Koyu renk saçlar, koyu renk gözler...

LİES- BÖLÜM 12

 Dikkat: İki bakış açısının da yer aldığı bölüm!! Bölüm 12: Yüzleşme Halilintar'ın hayatı yavaş yavaş parçalanmaya başlamıştı. İlk başta pozitif, utangaç, biraz haşarı ama kızıl gözleri neşeyle parlayan çocuktan eser kalmamıştı. Yüzünde büyük bir zorlamayla bile gülümseme belirmiyordu, yapamıyordu. Aşırı yıpranmıştı ve desteğe ihtiyacı olduğu halde, herkes onu yalnız bırakmıştı. Sırf yalnız başına daha kolay iyileşir diye... O olayın üzerinden henüz bir hafta geçmişti ama durum içler acısıydı. Kardeşler -özellikle de Blaze, Ais ve Solar- evlatlık kardeşlerini dışlıyor, onunla hiçbir şekilde konuşmuyorlardı. Halilintar'sa... Ah, Halilintar... Halilintar bir gül gibi soluyordu. Önce yüzünün rengi, sonra bakışlarındaki canlılık; yok olup gitmişlerdi... Daha sonra da aniden... Zayıflamaya başladı. Ama sıra dışı bir kilo kaybıydı, aşırı zayıflamıştı. Bunun sebebi muhtemelen yemek yer yemez kusmasıydı. Bir haftadır doğru düzgün beslenememişti bile. Hiçbir şey yemediği halde kusması ...

LİES- BÖLÜM 11

/ Taraf: Mavi Kelebek \ Bölüm 11: Yeni Arkadaş "Benim adım da Arish, tanıştığıma memnun oldum Taufan." İki çocuk anlık bir ciddiyetle el sıkıştılar— Taufan bunu yaptığı için kendini çok olgun ve... yetişkinmiş gibi hissetti. Ancak bu his, çocukla konuşmaya başladığında, yerini çocuksu, saf bir neşeye bıraktı. "Neler yapmaktan hoşlanırsın?" diye sordu Arish meraklı bir tavırla. "Kağıt katlama sanatıyla ilgileniyorum." dedi Taufan gülümseyerek—insanların ne kadarı yeni tanıştığı birine böyle sevecen ve nazik davranırdı ki? "Hmm. O da güzel. Ama ben daha çok futbol oynamayı seviyorum." dedi Arish sırıtarak. "Hatta beni her zaman forvete koyarlar." "Ah-oh..." Taufan ne diyeceğini bilemeyerek, kızardı ve yanağını kaşıdı. "Ben... Ben futboldan hiç anlamam. Zaten sevmiyorum da. Ama çok güzel izleyebilirim." "Kesinlikle. Mavi gözlerin sahadan bile fark edilir." dedi Arish hayranlıkla safiri andıran gözlerini işaret...

LİES- BÖLÜM 10

   / Taraf: Erin'in Gülü \ Bölüm 10: Üvey Kardeş Halilintar yeni evini sevmişti. Yeni evini, üvey kardeşlerini, annesini ve babasını.. Önünde daha önce hiç ebeveyn figürü bulunmamıştı. Yani, tabii süt annesi Erin vardı ama bağları çok zayıflamıştı ve anıları eskisi gibi sıcak hissettirmiyordu. Ayrıca hiçbir zaman bir baba figürü de olmamıştı. Bir babanın her zaman sırtını yaslayabileceği bir direk olduğunu yeni öğrenmişti. Ve kendi ebeveynleri... Halilintar'ın her akşam gizlice üzüldüğü şey buydu. Sevgi ihtiyacını giderebilmiş olmasına rağmen, kendi annesinin sevgisini, kendi babasının şefkatini istiyordu—haklı olarak. " Belki hala hayattalardır... " diye düşünürdü umutlu olduğu zaman. Ancak eğer öyle olsalar, onu arayacaklarını düşünür, üzülür ve umudu kırılırdı. Koruyucu ailesiyle yaşamaya başlayalı 2 veya 3 hafta olmuştu ki, Halilintar'a bir kargo geldi. "Hali, annem seni çağırıyor. Postadan senin için bir şey gelmiş." dedi odaya giren Gempa; her ne k...

LİES- BÖLÜM 9

 / Taraf: Mavi Kelebek \ Bölüm 9: İftira Sıradan bir sabahtı. Aslında çok sıradan bir sabahtı. Ancak günün geri kalanının da böyle geçeceğini kim garantileyebilirdi ki? Tabii ki kimse. Taufan odasını biriyle paylaşmadığı için memnundu. Odasını paylaşmayı sevmezdi ve en iyi ihtimalle bu 'arkadaş' zorbalardan biri olrdu. Taufan gerindi ve saate baktı. Oh, sadece 07:00. Dersler 07:30'da başladığına göre, hala yarım saati var demekti. Fazla acele etmeden, odasını ve yatağını topladı. Duş alabilmeyi çok isterdi ancak kendisine duş sırası geleceğinden emin değildi. Ayrıca zorbalar, cumartesi günü dışında onun duşa girmesine izin vermiyorlardı. Taufan iç geçirdi; çok da umurunda değildi ama tüm hafta aynı kıyafetlerle dolaşmak da hiç hoş değildi. Bu yüzden genellikle duşu beklemeden kıyafetlerini değiştirirdi. Eh... Sonuç olarak bugün duş almak yoktu. Tekrar iç geçirdi ve kıyafet dolabını açtı. Bugün giyeceği kıyafetler çoktan belliydi. Sade, ama zarif bir takım. Beyaz bir gömlek,...

LİES- BÖLÜM 8

 / Taraf: Erin'in Gülü \ Lies 8: İstenen Şey... Ya da Kişi. Halilintar hayatından nefret ediyordu. Normal bir hayat gördükten sonra, yetimhane hayatının ne kadar sefil, ne kadar yorucu olduğunu farkına varabilmişti. Ve... Üstüne üstlük, onuruna leke sürülmüştü. Bu da zorbaların işine geliyordu tabii. "Eee Erin'in Gülü, kendine bir arkadaş mı buldun?" diye sordu Arish, okul dolabına yaslanırken. Halilintar okul kitaplarını yerleştirmeyi çarçabuk bitirdi. Dolabının kapağını çarparak kapattı ve ceketini çıkarıp bir omzuna asarken, Arish'e sert bir bakış attı. "Size dedim ki... Beni rahat bırakın." "Seni neden dinleyelim?" Arish ona yaklaştı ve uzun boyuyla tam anlamıyla ona yukarıdan baktı. "Konuşsana, neden susuyorsun?" Halilintar ona korkutucu bir ifadeyle baktı ve aniden çocuğun göğsüne sert bir yumruk attı. Sonra da koşarak uzaklaştı. "Hey! Bekle!" Arkasından koşan Arish, öfkeyle bağırıyordu. ... "Hh hh hh!" Halil...

LİES- BÖLÜM 7

/Mavi Kelebek\ 7: Korku ve Acılardan Uzak "Hmmm~" Taufan doğrulurken, esnedi ve gözlerini ovuşturdu. "Ah... Günaydın..." Ancak bir süre sonra, evin anormal bir şekilde sessiz olduğunu fark etti. Her sabah olan tabak çatal sesleri, çamaşır makinasından gelen sesler veya ağabeylerin gülüşleri yoktu. "Ah... Alec ağabey? Webs ağabey?..." Taufan gergin bir tonda konuştu ancak bir cevap almadı. Bacaklarını yataktan aşağı sarkıttı ve ellerini yatağa bastırırken, odayı süzdü. Alec ve Webs neredeydi? Dikkatlice odanın kapısını açtı ve başını uzattı. "Orada biri var mı?" Ancak sesi çok hafifçe yankılandı ve etraf sessizliğe gömüldü. Taufan ürkek adımlarla tüm odaları gezdiğinde, korkutucu bir his göğsüne çöktü. Evde yalnızdı. Yapayalnız ! Sadece o! Taufan zihnindeki çığlıkları duymazdan gelmeye çalışırken, gözlerini kırpıştırdı. Korkuyor muydu? İyi ama, korkmak için bir nedeni yoktu ki. Mutfakta bulduğu nota göre, Alec ve Webs işe gitmişlerdi, onu da evde ...

LİES- BÖLÜM 6

/Erin'in Gülü\ 6: Lekelenmiş Bayan Erin'in gidişinden beri, Halilintar'ın hayatı tekdüze ve monoton bir hal almıştı. Her sabah aynı şekilde kalkıyor, yatağını topluyor, kahvaltı bile etmeden yetimhanedeki okula gidiyor, ders çıkışında yemekhaneye uğrar ve sonra odasına geri dönerdi. Tabii aslında önemli olan, ama Halilintar'ın umursamadığı birkaç detay daha vardı. Bir, artık herkes ona sırtını dönmüştü. Bayan Erin varken onunla ilgilenen kişiler, artık yüzüne bile bakmıyorlardı. İki, uzun zamandır hayat kalitesi 3. sınıfa düşürülmüştü. Ve en önemlisi... Zorbalar. "Haha! Ne oldu? Erin'in kırmızı gülü kızıyor mu?" Halilintar yere saçılan kitaplarına ve birkaç eşyasına daha bakarken, öfkesi kabarmaya başlamış, dişlerini sıkmıştı. Ancak sakin kalması, olay çıkarmaması gerekiyordu. Kimse onun tarafını tutmazdı ve cezalandırılırdı. "Hmm, bu da nedir? Yoksa sevgili küçük gülün önemli bir eşyası mı?" Zorbalardan biri, Halilintar'ın gerçek ailesiyle o...

LİES- BÖLÜM 5

/Mavi Kelebek\ 5: Masum bir Blue Morpho Tam tamına üç sene geçmişti. Taufan sekiz yaşını bitirmişti. Okuma yazmayı iyice öğrenmişti. Orta boyluydu ve zayıf denemeyecek kadar yapılıydı. Tabii, yüzü masumluğunu ve tatlılığını hala koruyordu. Eskisinden daha şakacıydı ve daha az ağlıyordu. Ama kalbi ve ruhu eskiden olduğu kadar hassastı. Artık günlerinin çoğu Bayan Ann ve Bay Lewis ile geçiyordu. Hazel çalışmaya başladığı için onu yalnızca 1 gün görebiliyordu. Alec ve Webs'i ise hala iki gün görebiliyordu. Her şeye rağmen, Taufan hayatından memnundu. Taufan'ın günleri şu şekilde geçiyordu: Haftada beş gün okula gidiyor, okuldan geldiğinde sızlana sızlana ödevlerini yapıyor- evet, sonra da istediği kadar tembellik yapıyordu ki, bu en sevdiği kısımdı. "Taufan! Yemek hazır!" Taufan okuduğu kitabı yavaşça bıraktı ve uçarcasına mutfağa gitti. "Vaay, yemeklerin gittikçe daha da güzelleşiyor~" Alec hayal kırıklığıyla iç çekti ve homurdandı. "Keşke öyle ol...

LİES- BÖLÜM 4

/Erin'in Gülü\ 4: Kalbinin yarısı Gittikçe büyüyüp serpilen Halilintar'ın utangaçlığında gram azalma olmadı. Aksine, daha da sessizleşti ve yetim çocuklarla birlikte kalırken, kız kardeşinin dibinden ayrılmaz oldu. Ancak Bayan Erin ile olan bağı hala oldukça kuvvetliydi. "Anne!" Bir akşam daha, Erin onları almaya geldiğinde, Halilintar kız kardeşini geride bırakarak, koştu ve annesinin kollarına atıldı. Bayan Erin gülümseyerek, hala sadece altı yaşında olan Halilintar'ın yüzünü avuçladı ve etkileyici kırmızı gözlerine baktı. Ondan bir yaş kadar büyük olan kız kardeşi Aurora gülümseyerek yaklaştı. Annesi bir koluyla onu kendine çekerken, Aurora annesine baktı. "Lin bugün ilk defa başkasıyla konuştu." Halilintar'ın gözleri kocaman açıldı ve kız kardeşinin ağzını kapatmaya çalıştı. "Hayır, Lin yapmadı!" "A-aaah, ağlama Lin... Neden bu kadar utangaçsın?" Halilintar gözlerini sildi ve annesinin kucağından yere atladı. ...