POİSON NOİR- BÖLÜM 5 (REWRİTE)
Bölüm 5: Toplantı
"Hoş geldiniz çocuklar."
Kira'na ışınlanma tünelinden çıkan yedizleri tek tek karşılarken, gülümsedi. Halilintar'ı ise, hemen bırakmadı ve ellerini tutup, inceledi. Dikkat eden biri, kırmızı gözlerinin -o da kızıl gözlüydü- yaşardığını görebilirdi.
Halilintar kendisine acınmasından fazla hoşlanmadığı için, ellerini geri çekti ve ciddiyetini korumayı sürdürdü. Ancak rahatsızlığı ifadesinden okunuyordu.
"İçeri girebilirsiniz." Kaizo onun bu rahatsızlığını fark etmiş olmalıydı ki, daha fazla oyalanmadan içeri girmelerini işaret etti.
"Sizi buraya çağırma nedenimiz, gezegenler arası toplantı yapılacak olmasıydı." diye açıkladı Kaizo ciddiyetle, saraya yürüdükleri sırada. "Genel durumdan konuşacağız ve galaksiyi denetleyen gençler olarak sizin de dahil olmanızı istendi. Belli durumlarda size de söz hakkı verilecek."
Kira'na yedizlere şüpheyle bakan nöbetçilere hafifçe başını sallarken, "Kıyafetleriniz oldukça makul, ama yine de özel kıyafetler ayarlamamız gerekti." dedi. "Umarım onları giymeyi sorun etmezsiniz."
"Vaay, havalı mı giyineceğiz?" diye sordu Duri çocuksu bir heyecanla ve Blaze'le Taufan aynı anda başlarını sallayınca, neşeyle ellerini çırptı.
"Çok özel şeyler sayılmazlar, sadece element ustalarının kıyafetlerinden esinlenilmiş şeyler." dedi Kira'na gülümseyerek. Sonra hafif kendini beğenmiş bir ifadeyle, elini Halilintar'ın omzuna koydu. "Tabii, Halilintar'ın çok havalı görüneceği doğru."
"Kıyafetlere tamah etmiyorum." diye homurdandı Halilintar, ifadesiz gözlerle ve bunun üzerine herkes kahkahalarla güldü.
"Öyleyse şimdi hazırlanmaya başlayın, bir saat sonra buluşalım."
Bir saat sonra, herkes toplantının yapılacağı, ortasında büyükçe bir masa bulunan salonda toplandı.
"Değerli gezegen yöneticileri, gezegenler arası toplantımıza hoş geldiniz." dedi Kira'na ciddiyetle, salona girerken. Kendisini takip eden yedizlere kibarca oturmalarını işaret ederken, kendisi de en baştaki sandalyeye oturdu. Bu sayede herkesi görebilecekti. "Gezegenler arası toplantı yapma nedenimiz, galaksinin gidişatını değerlendirmek istemem. Bu konuda bana aktarmak istediğiniz bir şikayet, öneri veya yorum bulunuyor mu?"
Baraju'nun yöneticilerinden Yanaari sakince gülümseyerek, "Biz, daha önce bize yardım eden iki gence teşekkür etmek istiyoruz." dedi. "Onlar sayesinde gezegen halkı artık huzur içerisinde."
Gardu ise başını sallayarak onayladı.
Bahsedilen iki genç, yani Blaze ve Ais tepki vermemişlerdi. Blaze biraz kızarırken, Ais, "Teşekküre gerek yok." demekle yetindi.
"Kira'na, onlara bu tarz kıyafetler vermen çok hoş olmuş." dedi Kuputeri, gülümseyerek. "Ama neden böyle bir şey yaptın?"
"Onlar element kullanıcıları." dedi Kira'na sakince. "Elbette eski kullanıcılarını temsil etmeliler."
Sakin ve ağırbaşlı bir ifadeyle konuşmaları dinleyen Halilintar, kendisine seslenilince irkildi ve Kira'na'ya baktı. "E-evet?"
Kira'na eliyle nazikçe işaret etti. "Bir şeyler söylemek ister misin?"
"Uhm, ben..." Böyle daha iyiyim. Halilintar muhtemelen kulaklarına kadar kızardığını hissederken, yanağının içini ısırdı. Açıkçası büyük bir rütbe veya makama sahip sayılmazdı, bu yüzden büyük makamlara sahip kişilerle konuşmaya alışkın değildi. Ama saygısızlık da etmek istemiyordu.
Çaresizlik içerisinde kardeşlerinden kendisine en yakın oturan- tabii ki- Taufan'a baktı. Kardeşi dudaklarını işaret ederek, bir şeyler fısıldıyordu.
Dudaklarımı oku?... Halilintar kafa karışıklığıyla bir an gözlerini kıstıktan sonra, rahatlayarak hafifçe gülümsedi. Taufan ona yardımcı olacaktı.
Derin bir nefes aldı ve kardeşinin söylediklerini takip ederek, "Teşekkür ederim." dedi. "Galaksi için elimizden geleni yapacağız. Element kullanıcıları olarak bize verilen görev bu."
Bu şekilde utanç verici durumdan sıyrılmayı başardı ve kendisine yardımcı olan Taufan'a minnettar bir bakış attı. Taufan ise yalnızca gülümsedi.
Toplantıdan sonra, Kira'na yedizlere biraz daha kalmayı teklif etti.
Birlikte sarayın en rahat bölümü olan Kira'na'nın odasına geçtiler. Odada yatak dışında, duvar dibine yerleştirilmiş oldukça rahat sedirler de vardı ve yatak kadar rahattı.
Kardeşler keyifle sohbet etmeye başladılar—açıkçası anlatacak çok fazla şeyleri vardı. Herkes muhabbete öylesine dalmıştı ki, Halilintar'ın oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandığını kimse fark etmemişti. Desenler sol koluna da yayılmaya başlamıştı ve bu mutlu olması gereken kardeşlerine daha fazla acı vermesi demekti.
Bunun için dişini sıktı ve acıyla seğiren parmaklarının belli olmaması için, ellerini ceplerine soktu.
Bu sırada canlı bir gülümsemeyle Kira'na'nın anlattığı trajikomik bir olayı dinleyen Taufan, kolunda hissettiği bir anlık karıncalanma üzerine kaşlarını çattı. Karıncalanma devam etmeyince, üzerinde durmadı ama gerçekten tuhaf bir durumdu.
Neden sonra, bu sefer kolunda keskin bir acı hissettiğinde, bir anlık duraklamadan sonra, gözleri kocaman açıldı. Aklına gelen olasılıkla, Halilintar'a döndü. Yanılmamıştı, ikizi yüzünde büyük bir acı anlatımıyla, diğerlerini dinliyordu. Sol kolunu, tıpkı Taufan'ın yaptığı gibi tutmuştu.
Taufan sessizce, kimsenin dikkatini çekmeden ikizine yaklaştı ve elini omzuna koydu.
Halilintar çok fazla acı hissediyor olmalıydı, ya da dişlerini fazla sıkmıştı; şapkasının gölgelediği kızıl gözleri dökülmemiş yaşlarla parlıyordu.
Rüzgâr manipülatörü bir an paniklese de, sonra sakince Kira'na'nın yatağını işaret ederek, "Uzanmak ister misin?" diye fısıldadı.
Halilintar cevap vermedi -verebilecek gibi görünmüyordu-. Bunun yerine ayağa kalktı ve muhtemelen son bir güçle, kendini yatağa attı.
Herkes şaşkınlıkla bakakalırken, Taufan işaret parmağıyla yanağını kaşıdı ve, "Sanırım acı, sağduyusunu yeniyor..." diye düşündü.
Diğerlerinin bakışlarına aldırmadan, yatağın ayak ucunda düzgünce katlanmış bir şekilde duran kalın örtüyü aldı ve ikizinin üzerini örttü. "Bunun onu iyi hissettireceğini sanmıyorum ama güvende hissedeceği kesin."
"Hali'nin neyi var?"
"Aman—!" Taufan korkudan sıçrarken, neredeyse yatağa, Halilintar'ın üzerine düşecekti. Son anda kendini toparlarken, gergince sırıttı. "N-ne? Kim?"
Gempa elini alnına koyarak iç çektikten sonra, kardeşine bıkkın bir bakış attı. "Hali'den bahsediyorum. Ona ne oldu?"
"Uuh..." Taufan tereddütle Kira'na ve Kaizo'ya baktı. Onlara söylemişler miydi?... Hayır ama... O zaman neden böylesine kederli görünüyorlardı.
Gergince, "Yine başladı." dedi fakat yanlışlıkla fazla yüksek sesle konuşmuştu. Kalın örtüye gömülmüş olan Halilintar inlerken, Gempa kaskatı kesildi. "Ta-Taufan! Onlara henüz söylemedik—!"
"Anlıyorum..." Kira'na onların bu telaşlı hallerini fark etmemiş gibi görünüyordu; yavaşça yatağa yaklaştı ve acıdan gözü kimseyi görmeyen Halilintar'ın saçlarını karıştırdı.
Bir saat kadar sonra, sonunda desenler yayılmayı bıraktı ve Halilintar, huzursuz bir şekilde uykuya daldı.
Süreç boyunca gencin yanından ayrılmayan ve elini tutan Kira'na sessizce, "Demek sonunda zamanı geldi..." diye mırıldandı.
"Ha?" Yedizler aynı anda Kira'na'ya döndüler. Hepsinin yüzlerinde şaşkınlık dolu bir ifade vardı. "Ne olduğunu biliyor muydun?"
Kira'na oturmalarını işaret ederken, "Anne ve babanıza olanla aynı şey." diyerek onları şoka uğrattı. "İkisi de aynı Halilintar gibi zehirlenerek öldüler."
"Ne?..."
"Evet. Ölmeden önce de, sizi Tok Aba'ya gönderdiler." diye açıkladı Kira'na, kederden kısılmış bir sesle. "Kız kardeşimin son zamanları... Çok kötüydü. Zehir yayıldı ve gözlerine ulaştığında, acılar içerisinde öldü. Leo da aynı durumdaydı. Kurtulabilirdi belki, ama aşırı keder ve umutsuzluktan dolayı zayıf düştü ve... Öldü."
"İşte bu yüzden..." Gempa umudunu kaybetmemek için, kaygılarını yok etmeye yarayan derin bir nefes aldı ve başını kaldırıp Kira'na'ya baktı. "Hali'yi kurtarmak zorundayız. Ne pahasına olursa olsun... O bizim bir parçamız, teyze."
"Biliyorum." Kira'na anlayışla başını salladı. "Eğer iyileşmesine yarayacak olan bilmeceyi ve taşı bulduysanız, taşı buradaki yıldırımlarla titretebilirsiniz. Bilmecede kastedilen şey bu."
"Teşekkür ederiz." Taufan her zamankinden daha canlı bir şekilde gülümsedi ancak gülümsemesi gözlerine ulaşmamıştı. Aklında ebeveynlerinin hüzünlü sonu vardı.
Devam Edecek...
İletişim: mercan.tasarim11@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder